info@kazavetazminat.com 0507 707 77 84 Ankara, Türkiye

Müterafik Kusur: Türk Borçlar Hukuku Çerçevesinde Bir İnceleme

7 Mart 2025

Giriş

Haksız fiil ve sözleşmeye aykırılık hallerinde zarar gören kişinin tazminat talebi gündeme geldiğinde, zarar görenin kendisinin de zararın meydana gelmesinde veya artmasında etkili olup olmadığı önem kazanır. İşte bu noktada "müterafik kusur" (veya birlikte kusur) kavramı devreye girer. Müterafik kusur, zarar görenin de kendi davranışlarıyla zarara sebebiyet vermesi veya zararın büyümesine katkıda bulunması durumunda tazminattan indirim yapılmasına imkân tanıyan bir ilkedir. Türk Borçlar Kanunu'nda açıkça düzenlenen bu kavram, uygulamada hem adalet hem de hakkaniyet ilkeleri açısından önemli bir yer tutmaktadır.

Tanım ve Hukuki Dayanak

Müterafik kusur, zarar görenin bizzat kendi kusurlu davranışı nedeniyle uğradığı zararın tamamı için tazminat talep edememesi durumudur. Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesinde bu durum açıkça düzenlenmiştir:

"Zarar gören, zararın doğmasına veya artmasına razı olmuş ya da zararın meydana gelmesinde veya artmasında kusurlu bulunmuşsa, hâkim tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir."

Müterafik Kusurun Unsurları

Müterafik kusurdan söz edebilmek için bazı koşulların bir arada bulunması gerekir:

  • Zarar görenin kusuru: Zarar görenin davranışı kusurlu olmalı ve bu kusur zararın oluşumuna veya ağırlaşmasına etki etmeli.

  • Nedensellik bağı: Zarar görenin kusuru ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağı bulunmalıdır.

  • Zarar: Gerçekleşmiş bir zarar olmalı; bu zarar doğrudan ya da dolaylı olarak zarar görenin kendi davranışına dayanmalı.

  • Bu şartların varlığı hâlinde hâkim, tazminatta uygun bir indirim yapabilir veya bazı durumlarda tazminatı tamamen reddedebilir.

Tazminatın Hesaplanmasına Etkisi

Müterafik kusur, tazminatın doğrudan miktarını etkileyen bir unsurdur. Hâkim, somut olayın özelliklerine göre zarar görenin kusur oranını belirler ve bu oranda tazminattan indirim yapar. Örneğin zarar görenin kusuru %40 olarak belirlenirse, karşı tarafın ödemesi gereken tazminat %60 ile sınırlı kalacaktır.

Bu uygulama, hem kusur ilkesine hem de hakkaniyet ilkesine dayanır. Amaç, zarar verenin kusuru oranında sorumlu tutulmasını sağlarken, zarar görenin de kendi kusurunun bedelini üstlenmesini sağlamaktır.

Uygulama Örnekleri ve Yargı Kararları

Yargıtay kararlarında müterafik kusur sıkça değerlendirilen bir husustur. Aşağıda bu kavramın uygulama örneklerine yer verilmiştir:

Alkollü Sürücünün Kullandığı Araca Binme Durumu

  • Zarar görenin, alkollü bir sürücünün kullandığı araca kendi isteğiyle ve bilerek binmesi, genellikle müterafik kusur olarak kabul edilmektedir. Bu durum, zarar görenin tehlikeyi bilmesine ve buna rağmen riskli davranışı tercih etmesine dayanır.

  • Yargıtay uygulamalarında bu tür durumlarda genellikle %20 ila %50 arasında değişen oranlarda müterafik kusur indirimi yapılmaktadır. Ancak indirimin miktarı, zarar görenin sürücünün alkollü olduğunu bilip bilmediğine, alkol düzeyinin etkisine ve olayın somut özelliklerine göre değişebilir.

Emniyet Kemeri Takmamak

Emniyet kemeri takmamak da müterafik kusura neden olur. Zarar görenin, kazadan önce kemerini takmamış olması, özellikle baş, göğüs ve omurga gibi hayati bölgelerde ağır yaralanmalara yol açmışsa bu durum zararın ağırlaşmasına katkı olarak kabul edilir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 26.11.2024 tarihli, 2022/13690 E., 2024/11641 K. sayılı kararında; davalı sigorta şirketi tarafından davacının emniyet kemeri takmadığı iddiası ileri sürülmüşse de, bu iddiaya dair somut bir delil sunulmadığı ve tutanaklarda bu durumun tespit edilemediği belirtilmiş, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılmamıştır. Karar, emniyet kemeri takılmadığı iddiasının tek başına yeterli olmayacağını, bu durumun somut biçimde ortaya konması gerektiğini göstermektedir. Ancak emniyet kemeri takılmadığı açıkça tespit edilirse, zararın artmasına etkisi olması halinde müterafik kusur uygulanabilir.

Kask Takmamak

Motosiklet veya benzeri araçlarda kask takmamak da müterafik kusur olarak değerlendirilir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 08.01.2025 tarihli, 2023/998 E., 2025/199 K. sayılı kararında; davacının motosiklet kazasında yaralandığı olayda, kask takmadığı ileri sürülmüş, ancak dosyada davacının kask takmadığına dair somut bir tespit bulunmadığı gerekçesiyle müterafik kusur indirimi yapılmamıştır. Kararda, zarar görenin kask takmadığı iddiası yönünde kesin kanıt bulunmaması halinde müterafik kusur indirimi uygulanamayacağı vurgulanmıştır. Ancak, kask takılmadığının sabit olması durumunda zararın şiddetine etkisi varsa, indirim gündeme gelebilecektir.

Ehliyetsiz Sürücünün Aracına Binmek

Zarar görenin, ehliyetsiz bir kişinin kullandığı araca bilerek ve isteyerek binmesi de müterafik kusur olarak değerlendirilir. Çünkü bu durumda zarar gören, yasa dışı bir eyleme göz yummakta ve kendisini bilerek bir risk altına sokmaktadır. Yargıtay uygulamasında, ehliyetsiz bir sürücünün aracına binildiğinin bilindiği sabitse, %20 ila %40 oranında kusur indirimi yapılabilmektedir. Ancak zarar görenin bu durumu bilmediği veya bilebilecek durumda olmadığı ispatlanırsa, müterafik kusur uygulanmaz. Özellikle çocuk, yaşlı veya ehliyetin varlığına dair aldatılan kişiler bakımından farklı değerlendirmeler söz konusu olabilir.

Diğer Örnekler

Bir kararında Yargıtay, kavşakta hızla gelen bir araca yandan çarpan aracın sürücüsünü %60 oranında kusurlu bulmuş, karşı tarafın ise %40 oranında müterafik kusuru bulunduğuna hükmetmiştir. Bu oran, tazminat miktarına doğrudan yansımıştır.

Ayrıca iş kazalarında da müterafik kusur değerlendirmesi yapılmaktadır. İş güvenliği kurallarına uymayan bir işçinin kusurlu hareketleri sonucu uğradığı zararda, işverenin tazminat sorumluluğu, işçinin kusur oranına göre azaltılmaktadır.

Öğretideki Görüşler

Müterafik kusur kavramı öğretide de geniş şekilde ele alınmıştır. Genel olarak, bu kurumun tazminat hukukunun dengeleyici unsurlarından biri olduğu ve hem zarar verenin hem de zarar görenin adil biçimde değerlendirilmesini sağladığı görüşü hâkimdir. Bazı yazarlar, bu uygulamanın kusur sorumluluğuna dayanan sistemlerde kaçınılmaz olduğunu, aksi takdirde zarar görenin kendi kusurundan kaynaklanan kısmı da tazmin ettirmesinin hakkaniyetsizlik doğuracağını ifade etmektedir.

Sonuç

Müterafik kusur, Türk Borçlar Hukuku'nda önemli bir yer tutan, zarar görenin kusurunu dikkate alan ve tazminatın adil biçimde belirlenmesini sağlayan bir ilkedir. Uygulamada oldukça yaygın olan bu kavram sayesinde, hem zarar verenin hem de zarar görenin davranışları adalet ilkesi çerçevesinde değerlendirilmektedir. Böylece hem zarar veren gereğinden fazla yük altına sokulmaz hem de zarar görenin kusuru göz ardı edilmez. Hâkimin takdir yetkisine açık bu alan, aynı zamanda somut olayların dikkatle değerlendirilmesini de zorunlu kılmaktadır.

Yasal Uyarı: Bu makale yalnızca bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. İçeriğinde yer verilen kanun hükümleri ve Yargıtay kararları zaman içerisinde değişebilir. Bu nedenle, burada yer alan bilgiler hukuki danışmanlık yerine geçmez ve herhangi bir hukuki sorumluluk taşımamaktadır.